21 Nisan 2011 Perşembe

Un Kurabiyesi


Bu aralar çok yoğun bir koşturmaca içindeyim. Bir yandan taşınma telaşıyla yaşadığım hareketlilik bir taraftan da blogger etkinlikleri hiç hız kasmadan devam ediyor. Birkaç ay sonra bu yoğunluğu çok özleyeceğime eminim. Hiçbir fırsatı kaçırmamaya, arkadaşlarımla beraber olabileceğim zamanları es geçmemeye çalışıyorum. Çok keyifli etkinliklere katılıyorum onları da zamanı gelince buradan paylaşacağım. Yarın akşam küçük beyi anneannesine teslim edip haftasonu Ankara' da olacağım. Orada da planlanması gereken bir dolu işimiz var, bu dönem biraz git-gel modunda geçecek ama sağlık olsun gerisi kolay. Burada toparlanma orada yuva seçimi ve ev bulma çalışmalarımız tam gaz devam ederken arada mutfakta da keyfimizi yapıyoruz. Bu Un Kurabiyeleri oğluşun isteğiyle yapıldı. Bir sabah daha yataktan kalkar kalkmaz             '' Anne ben kurabiye yapmak istiyorum'' diye uyanınca iş başa düştü. Taktık önlükleri başladık hamuru yoğurmaya küçük beyle beraber. Sonra da aldık kurabiyeleri Ponpon' a götürdük, hep beraber yemiş arkadaşlarıyla.


Malzemeler:
9 çay bardağı un
1 paket margarin
1 su bardağı pudra şekeri
1/2 paket kabartma tozu
1 paket vanilya



Yapılışı:
1. Tüm malzemeleri ve oda ısısındaki margarini karıştırıp iyice yoğurun.
2. Vaktiniz varsa en az yarım saat hamuru dinlendirin.
3. Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar alıp elinizde yuvarlayıp şekil verin.
4. Yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizin ve 170 derecede rengi değişmeyecek kadar pişirin.
5. Fırından alıp kurabiyeler soğuduktan sonra üzerine pudra şekeri serpiştirip servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun.

14 Nisan 2011 Perşembe

Şalgam Çorbası ( Sivas Usulü )

Üzerimizden paltoları atıp da baharı içimize çekene kadar bizim evden çorbamız eksik olmaz. Takvimler ilkbahar mevsiminde olduğumuzu söylese de hala kışı yaşıyoruz. Çorbamız da varsa keyfimiz yerindedir demektir. Şalgam Çorbası babaannemin yıllardır yaptığı bir çorbadır. Sivaslıdır kendisi, oraya özgü bir çorba bu da bildiğim kadarıyla. Geçtiğimiz haftalarda Maggi yarışması için ne çorbası pişirsem diye annemi arayıp sorduğumda hiç düşünmeden Şalgam Çorbası dedi. Daha önceden hiç yapmamıştım, annemle birlikte pişirdik ve o hafta çorbalar kategorisinde elemeden geçmeyi başardım çorbamla. Burada da bulunsun istedim arşivimde.

Malzemeler:



2 adet orta boy şalgam
1 çay bardağı pilavlık bulgur
1 çorba kaşığı tepeleme un
1 adet Maggi Etsuyu tablet
1 orta boy kuru soğan
1 çorba kaşığı sıvıyağ
1,5 tatlı kaşığı kırmızı pulbiber
6 su bardağı su
tuz




Yapılışı:




1. Şalgamları yıkayıp kabuklarını soyup rendenin ince tarafı ile rendeleyin.
2. Rendelenmiş şalgamı ve bulguru bir tencereye alın, üzerine 4 su bardağı su ekleyip ocağa koyun.
3. Kaynamaya başladıktan sonra kısık ateşte 5-7 dk kadar arada karıştırarak pişirin.
4. Bir kasede bir kaşık unu biraz su ile iyice karıştırın ve yavaş yavaş tencereye ekleyin.
5. Topaklanmaması için karıştırmaya devam edin.
6. Ayrı bir tavaya sıvıyağı alıp, ince kıyılmış kuru soğanı ekleyip kavurun. İçine pulbiberi de katın.
7. Soğanlı bu karışımı tencereye katın ve karıştırın.
8. Maggi Etsuyu tableti sıcak suda eritip tencereye katın. Tuzunu kontrol edip gerek duyarsanız ayrıca tuz da ekleyebilirsiniz.
9. Çorbanın kıvamını sıcak suyu azaltıp ya da ekleyerek istediğiniz şekilde ayarlayabilirsiniz.
10. Sıcak olarak servis yapabilirsiniz.





11 Nisan 2011 Pazartesi

Adaşımın Lokantası Hayatın Ta Kendisi

Bu ara bol muhabbetli evlere konuk olup, güleryüzlü hanımlarla gülüşüp harika lezzetler tadıyorum. Evet bu ara cidden çok zor durumdayım. Tam da kilo vermek için kendimi hazır hissetmeye başladığım zamanda olacak şey değil:)) Ama şikayetçi miyim asla değilim. Taşınma öncesi tüm keyfini çıkarıyorum bunun. Sonra okur okur iç geçiririm.
Geçtiğimiz haftalarda da Sevgili adaşımın evine, pardon lokantasına, davetliydik. Öyle bir hazırlanmış, öyle enfes tatlarla donatmıştı ki masayı hala fotoğraflara bakıp bakıp yutkunuyorum.




Pırasalı Kruasan Börekler , benim gibi pırasayla arası hiç hoş olmayan biri bile 2 tane yemişse gerisini siz düşünün.



Portakal dilimleri üzerinde Yeşil Elmalı Kereviz Salatası, benim de daha önceden yaptığım bir salatadır. Yasemin de hem sunum olarak hem de lezzet olarak enfes yapmıştı.

Balkabaklı Cupcakeler,  o gün o masada yemediğim tek şey bunlar oldu. Haliyle yer kalmadı ama nasıl aklımda kaldı anlatamam size.


Kıymalı ve Mercimekli Muska Börekler, çıtır çıtır kaç tane yediğimi bile hatırlamıyorum bu güzellerden. Sonumu hiç iyi görmüyorum.



Börülce Salatası

Krokanlı Çikolatalı Pasta, o gün bu pastaya çok daha uygun bir isim verildi Aylincim tarafından ama neyse bizim aramızda kalsın. Görüntü sanırım lezzetine dair size ipucu vermiştir, benim dememe gerek var mı?



Bu kurabiyeler de benim giderken yapıp götürdüğüm Hurma Püreli Kurabiyelerim. Tarifi henüz blogda yok ama en kısa zamanda olacak.




Sevil'in Brownie Kurabiyeleri o gün masamızdaki lezzetler arasındaydı.


Ve de Ayşen' in Kadayıflı Mantarlı Böreği. Böylesine lezzetlerden tadıp da ertesinde diyete girmemek sanırım mümkün değil. Bir sonraki buluşmaya kadar yediklerimize dikkat edelim bari diyerek, günü sonlandırdık. Keyifli ve leziz gün için adaşıma sonsuz teşekkürler ediyorum tekrar. Bereketi, lezzeti ve kahkahası bol konukları hiç eksik olmasın yuvasından.

6 Nisan 2011 Çarşamba

Elmalı Yağsız Kek


 Mutfakta tezgahımın üzerinde her daim fırından yeni çıkmış bir kek, koca bir kavanoz kurabiyem olsun. Ocağın üstünde fokur fokur kaynayan çayım ya da eve kokusu dağılan mis gibi kahvem hep fincanımda olsun. Yanıbaşımda muhabbeti güzel dostlarım, sevdiklerim yanımda olsun. Sağlık olsun, huzur olsun. Bunları yazarken bile mutluluk sardı birden içimi.

Evde küçük adam dışında meyveyle arası iyi olan kimse olmadığı için bizim evin elmalarının kaderi hep bellidir. Ya elmalı turta ya da elmalı kek olurlar sonunda. Bu durumda haliyle tezgahta kekim pek eksik olmaz. Elma yemem ama keke asla hayır demem. Hele bir de bu kek gibi içinde gram yağ yoksa bayılırım. Tarifi Serap' ta gördüğümde yazmışım bir kenara yapılmalı diye. Nasılsa kek pişiyor evde, bari yağsız olsun. Fakat yağı eksik diye lezzetinden şüphe etmeyin sakın.

Malzemeler:
2 adet orta boy elma
2 adet yumurta
1 yemek kaşığı tarçın
1 su bardağı toz şeker
1 su bardağı un
1 su bardağı iri çekilmiş ceviz içi
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
üzeri için pudra şekeri

Yapılışı:
1. Elmaları soyup çekirdeklerini ayıklayıp fındık büyüklüğünde doğrayın.
2. Toz şeker, yumurta ve tarçını mikserle 3 dk. kadar çırpın.
3. Unu ve kabartma tozunu eleyerek ekleyin. Çırpmaya devam edin.
4. Vanilyayı, ceviz içini ve elmaları ekleyip tahta kaşıkla karıştırın.
5. Yağlanmış kek kalıbına karışımı alıp üzerini düzeltin.
6. 160 derecede önceden ısıtılmış fırında 40- 45 dk kadar pişirin.
7. Kürdan ile pişip pişmediğini kontrol edip fırından alın.
8. Yeterince soğuduktan sonra kalıptan çıkarın ve dilimleyin. Dilerseniz üzerine pudra şekeri serpiştirerek servis yapabilirsiniz.



Bu kek daha önceden defalarca yaptığım ve evde de çok sevilen Elma Tepesi Kekine benziyor. Ona göre biraz daha masum yağsız olduğu için. Benden söylemesi üzerinde bir top dondurma ile bundan güzel ödül olamaz kendinize.

Afiyet olsun.

5 Nisan 2011 Salı

TuzBİBER Dergisi Nisan 2011 Sayısı Yayında


Yepyeni sayısı ve yine dolu içeriğiyle dergimiz yayında. Bu ay konuğum www.pastaloji.com sitesinin sahibi ve pastacı Caner Sağdıç oldu. İlgiyle okuyacağınız bir sohbet gerçekleştirdik ve de birbirinden güzel tariflerini aldık. Hemen tık tık tık.

4 Nisan 2011 Pazartesi

İGLO ile Pratik Lezzetler

Geçtiğimiz hafta Sevgili Tijen' in daveti ile Hobimle Mutluyum Lezzet Okulunda İGLO ile Pratik Lezzetler kursuna katıldım. Daha önceden bir defa daha katılmış olduğum için beni nasıl harika şeylerin beklediğini az çok biliyordum. Zaten evde çoğu ürününü severek kullandığım İGLO' nun ne kadar taze ve sağlıklı olduğundan hiç şüphem yoktu. Hele bir de yanımda keyif aldığım arkadaşlarım da olunca değmeyin keyfime. Benimle beraber Ece, adaşım Yasemin de davetliydi o akşam. Hem yaptık hem de yaptıklarımızı tattık bol bol. Neler vardı neler menüde.


İGLO Tane Mısırlı Akdeniz Salatası. Bunun tarifini mutlaka paylaşmam gerek, inanılmaz lezzetli bir sosu vardı.

Hardal Soslu İGLO Karidesli Makarna. Benim de yakın zamanda evde denediğim tarifim burada.  O akşam koca koca porsiyonları gıkımız bile çıkmadan bitirdik. Neden acaba:))


İGLO Steamfresh Sebzeler Eşliğinde Levrek Buğulama.  Bu tahmin edebileceğinizden de pratik ve lezzetli bir yemek oluyor. İşten eve geldiğinizde 15 dakika içinde enfes bir balık ziyafeti hiç de zor değil. Hem sağlıklı hem de inanılmaz derecede leziz. Eğer denemediyseniz İGLO levrek dışında bir de Çipura var.

 


Ve tüm bu harika ve doyurucu yemeklerin ardından geceyi harika bir tatlıyla sonlandırdık. Portakallı Çikolata Soslu İGLO Milföyler. Bu milföyleri şekillendirirken oldukça eğlendik. Daha önceden denediğim birçok milföy markasından sonra İglo Milföyler gerçekten çok farklı onu özellikle söylemek istiyorum. Bir kere çok güzel kabarıyorlar, kat kat kabaran börekler istiyorsanız. Ve benim için en önemlisi çok yağlı olmamaları. Genelde milföy hamuruyla yapılan lezzetlerde damakta biriken yağ durumu kesinlikle yok. Ertesi gün bile lezzetinden pek birşey kaybetmemişti.

Bu sağlıklı ve pratik yemeklerle bizleri buluşturan İglo' ya ve nazik daveti için Sevgili Tijen' e tekrar teşekkürler ediyorum.

1 Nisan 2011 Cuma

5. Blog Yazarları Buluşması 15 Mayıs' ta Fenerbahçe Özsüt Atölye' de



Veeee beklenen buluşma tarihi ve mekanı belli oldu. Sevgili arkadaşlarım Sevil ve Zeynep ile hep birlikte 5. Blog Yazarları Buluşması için aylardır mekan arayışı içindeydik. Sonunda buluşma mekanımız belli oldu.

15 Mayıs 2011 Pazar sabahı Fenerbahçe Özsüt Atölye' de  saat 10.00- 13.00 arası kahvaltıda buluşacağız.

Eğer bir blogunuz varsa ve buluşmaya katılmayı düşünüyorsanız  lütfen elinizi çabuk tutun.
blogyazarlaribulusmasi@gmail adresine blog adresiniz, adınız soyadınız ve size ulaşabileceğiniz bir telefon numarasını bildirmeniz yeterli olacak.  Kontenjanımız sınırlı sayıdadır.